Bir yerde toplanarak Tanrıyı anmakla uğraşan ve Tanrısal sırlar konusunda birbirleriyle görüşen bir topluluk kesinlikle Ruhû’l-Kuds’ün esintilerinden payını alacaktır.
(Hz. Abdû’l-Bahâ’nın Yazılarından Seçmeler, bölüm 56)
Grup ÇalışmasıBir Bahâi toplumundaki ahbaplar, duâ etmek, Emirde derinleşmek, özel günleri anmak, toplumun işlerini meşveret etmek, plan ve projeler yapıp bu plan ve projeleri nasıl geliştirecekleri konusunda meşveret etmek gibi çeşitli nedenlerden dolayı sık sık toplanırlar. Kimi zaman da ahbaplar, yalnızca birlikte olabilmenin mutluluğunu paylaşmak, aralarındaki sevgiyi, ahengi ve dostluğu pekiştirmek üzere bir araya gelirler.
Her zaman hatırlamamız gereken önemli bir ayrıntı, Bahâi toplantılarının öz itibarıyla ruhani oldukları ve bu sebepten ötürü ruhani bir güçle donanmış bulunduklarıdır.
Yüce Umumi Adalet Evi, 153 Rızvan mesajında Dünya Bahâilerine özel bir çağrıda bulunarak, toplumun ruhani yaşamı dahilindeki esaslı bir noktayı temsil eden, düzenli duâ toplantıları yapılmasının önemi üzerinde durmuştur:
... toplumun, özellikle de mahalli düzeyde gelişmesi, bazı davranış biçimlerinin kayda değer bir atılım yapması lüzumunu beraberinde getirir: bu davranış biçimleri, bireylerin erdemleri ile Ruhâni Mahfilin işlevselliğinin müşterek olarak ifadeye geldiği, toplumdaki birlik ve dostluğun yanı sıra toplumsal etkinlik ve büyüme sürecinin devinim süratinde tezahür ettirir kendini. Bu durum, bir bütünün parçaları olan yetişkinlerin, gençler ve çocukların, ruhani, sosyal, eğitsel ve idari etkinliklerde birleşmesini, mahalli tebliğ ve gelişim planlarına katılımını gerektirir. Ortak bir irade ve amaç duygusunun, yıllık seçimler aracılığıyla Ruhani Mahfili sürekli kılması anlamına gelir. Tanrı’ya ibadetin müşterek bir hâle gelmesini içerir. Dolayısıyla dostların, mevcut mahalli Bahâi merkezlerinde veya inananların evleri de dahil olmak üzere daha farklı mekanlarda, düzenli duâ toplantıları yapmaları, toplumun ruhani yaşamı açısından esaslı bir gereksinimdir.
(Yüce Umumi Adalet Evi, 153 Rızvan Mesajı)Duâ toplantısının, Bahâi toplum yaşamı dahilinde özel bir gücü ve önemi vardır. Kutsal Yazılarda, bu toplantıların önemini ortaya koyan çok sayıda alıntı ile karşılaşmaktayız. Bu alıntılardan bazıları şunlardır:
Dostlara yaraşan, Tanrı’yı yüceltip yüreklerini Ona sabitleyecekleri ve Cemâl-i Mübârek’in – ruhum O’nun sevgililerine fedâ – Kutsal Yazılarını okuyup terennüm edecekleri toplantılar yapmaları, içtimâlarda bulunmalarıdır. Ebha Melekûtu’nun ışıkları ve En Yüce Ufkun nurları böylesi aydınlık toplantılar üzerine çağlaya duracaktır. İşte bu toplantılar, En Yüce Kalem’in tüm köy ve şehirlerde kurulmasını belirlediği, Tanrı Zikrinin Şafak Vakti olan Meşrikû’l – Ezkâr’lardan başkası değildir... Bu ruhani toplantılar, sonsuz bir saflık ve mukaddeslik içerisinde düzenlenmelidir ki, böylelikle o mahâlden, oranın toprağı ile havasından, Ruhûlkuds’ün güzel kokulu nefesleri yayılabilsin.
(Hz. Abdû’l-Bahâ’nın Yazılarından Seçmeler, bölüm 55/ sayfa 93-94)
"Hayatıma ve Emrime yemin olsun ki, Tanrı dostları Allah'ı methedip yüceltmek için seslerinin yükseleceği hangi meskene girseler, o mesken, gerçek müminlerin ruhları ile keremli meleklerin hepsi tarafından tavaf edilecektir...”
(Hz.Bahâ’u’llâh, Bahâi Meetings, sayfa 3)Hakka yemin olsun ki, bu Günde her kim ağzını açıp Rabbının ismini anarsa, İlahi İlham orduları, Bilici ve Hikmetli İsmimin semâsından onun üzerine iner. Ve aynı zamanda, her birinin elinde nurdan bir kadeh bulunan Mele-i Alâ da onun üzerine iner.
(Bahâ’u’llâh’ın Sesi, Bölüm: 129, sayfa 142)“Muhkem dostlar, haftada bir kez bir toplantı yerinde bir araya gelsinler; ve orada Tanrı’yı yüceltip methetmekle meşgul olsunlar.”
(Hz.Abdû’-Bahâ, Bahâi Meetings, sayfa 6)Katılanların sayısı az da olsa, ruhani toplantılar düzenlemek, inananların evine sayısız inayetler getirir.
"Birlik ve uyum maksadıyla düzenlenen her toplantı, yabancıları dostlara, düşmanları müttefiklere dönüştürme eğilimindedir; Hz.Abdû’l-Bahá ise, kalben ve ruhen bu toplantıda hazır bulunacaktır."
(Tablets of Abdû’l-Bahá Abbas, p.553- Abdû’l-Bahâ: Consultation, sayfa 99)
Evinizi zaman zaman Bahâi toplantıları ile süslemek niyetinde olup aralarından bazılarının Ulu Rabb’ı yüceltecekleri içtimâlara açmak düşüncesini taşıdığınızı duymaktayız... Şu kadarını bilmelisiniz ki, eğer bunu gerçekleştirecek olursanız, topraktan olan o ev, göklerin bir evi hâline gelecek; taştan olan o yapı Rahmani bir toplanma yeri olacaktır.
(Hz. Abdû’l-Bahâ’nın Yazılarından Seçmeler, bölüm 57, sayfa 76)
Toplantılarda Kutsal Yazıları okumak, olağanüstü bir mutluluk kaynağı ve Emrî gelişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Hz.Bahâ’u’llâh şu aşağıdaki hükümleri beyân etmektedir:
“... hangi topraklarda olursa olsun, dostların toplantılarda bir araya gelmesi ve orada hikmet ve belagât ile konuşup Tanrı âyetlerini okuması, bir ihtiyaç mesabesindedir; zirâ sevgi ateşini yakan ve onu alevlendiren, Tanrı Sözleridir.”
(Hz.Bahâ’u’llâh, Bahâi Meetings)8. "Tanrı'ya övgüler olsun ki, sizler, tıpkı Ülker yıldızları gibi, bir mahfilde toplanmışsınız; sizler, Tanrı bilgisi ile aydınlanmış, Tanrı sevgisi bulutundan çağlaya duran yağmurlarla, çayır ve ovalarda açmış olan taze çiçeklersiniz; sizler, ebedi birlik ve sevgiyi tanıyan ve ona yakın olanlarsınız.
Bundan ötürü, bu toplantı kutsaldır. Eğer sağlam bir istikâmet üzere kurulur ve sürekliliği sağlanabilirse, muhteşem neticeleri beraberinde getirirken, olağanüstü aşamalar kaydedilmesini mümkün kılacaktır. Dolayısıyla, toplantılarınızı tekrarlama azmini gösterip sabitlik ve sarsılmazlık hususunda azami bir alicenaplık sergileyiniz. Bahçedeki ağacın kökleri iyice yerleşmiş ve muhafazası güvence altına alınmışsa, çok lezzetli meyveler verecektir.
Aynı şekilde, bir ordunun alayları ve bir bölükteki bireyler birlik ve huzur içindeyseler, dile gelmez zaferler elde edilecektir. Ancak, bir gün toplanıp başka bir gün dağılırlarsa, hiç bir meyve hasıl olmayacaktır.
Bu nedenle, semavi bir ordu hazırlayıp yaşamın ev sahipliğini üstlenmiş olan sizler, toplantılar düzenlemeye devam etmeli, ruhani konuşmalar yapmalı, kararınızda sabit, amacınızda sağlam, sarsılmaz ve azimli olmalısınız ki, semâvi fetihler kazanabilesiniz.
Tanrı Eşiğinde yalvarı ile yakarıyor, sizleri sabitlik ve sağlamlık hususunda destekleyip teyit etmesi kadar, bu bölgede yaşayanları kulavuzlamaya mukadder buyurmasını niyaz ediyorum."
(Tablets of Abdu'l-Bahá, sayfa 690)“... Toplantılar düzenleyerek, ilahi öğretileri okuyup terennüm ediniz ki, bu şehir gerçeklik güneşi ile aydınlanabilsin ve bu ülke, Ruhûlkuds’ün gücüyle gerçek bir cennete dönüşsün; zira bu külli devir, İhtişamlı Rabbın külli devridir ve insanlık aleminin birlik ve dayanışma ezgisi, hem Doğunun hem de Batının kulaklarına ulaşmalıdır.”
Ahbaplar bütün düşünce ve sözlerini ruhani konulara ve Emrin gelişimine odaklamalıdırlar. Hz. Abdû’l-Bahá buyuruyor:
10. Bugün herkesin görevi, her anmayı unutup her olayı hatırdan silmektir. Herkesin içsel vaziyeti ve konuştukları şu sözlere uymalıdır: “Duâ ve senâlarımda geçen tüm sözleri tek bir nakaratın dizeleriyle sınırla; bütün yaşamımı Sana bir hizmet eyle...” Demek ki herkes, bütün düşünceleri ile sözlerini Tanrı Emrinin duyurulması, Tanrı Dini’nin yayılması, herkese Allah’ın sıfatlarınca davranma ilhamının verilmesi, tüm insanlığın sevilmesi, bütün meselelerde arınmışlık ve kutsallık kazanılması, toplumsal yaşantının yanı sıra hususi yaşamda lekesiz bir gidişâta ulaşılması, doğruluk, özgürlük, gayret ve sevgi ile tutuşmuşluk halinin yaşanması konularına odaklamalıdır. Tanrının anılmasından öte her bir anmadan vazgeçilmelidir; Onun övgüsünden başka her övgü değersiz sayılmalıdır. Bugün, yaratılış dünyasını Mele-i Alâ’nın şu şarkısı coşturacaktır: “Ebha Rabbıma övgüler olsun!” Şunu biliniz ki, bu Tanrısal nağmeden başka hiçbir nağme dünyaya tesir edemez; ve Tanrı Bahçesi’ndeki gerçeği şakıya duran bülbülün ötüşünden başka hiçbir ezgi, gönüllere neşe ve sevinç getiremez. “Sevgilinin adını söyleyen bu Şarkıcı ne vakit gelecek?”
(Hz.Abdû’l-Bahâ’nın Yazılarından Seçmeler, bölüm 54, sayfa 75)
Duâ toplantıları, gerçek anlayışın ve gönül saadetinin kapısıdırlar.
“... duâ dürtüsü, insanın Tanrıya duyduğu sevgiden ileri gelen doğal bir dürtüdür.”
Meşrikû’l- EzkârGerçek bir olaya dayanan ve Peter Newton tarafından yazılan bir hikaye
19 Gün Ziyafeti’nin meşveret bölümüne gelinmişti; ahbaplar, şafak vaktindeki duâ toplantıları hakkında konuşuyorlardı. Aralarından biri, kimsenin katılmadığı bu toplantıların iptal edilmesini önerdi. Bunun üzerine Jale elini kaldırdı; başkan ona söz hakkı verdiğinde, sevinçle aydınlanmış bir yüzle odanın ön tarafına doğru yürüdü ve: “Dünya Merkezi’nden mükemmel haberlerim var” dedi. Herkes sessizlik ve merak içinde Jale’yi dinliyordu: “Bölgemizde bir Bahâi Mâbedi olmasını isteyenler ellerini kaldırsın!” deyince, herkes heyecanla elini kaldırdı. Bu esnâda birbiriyle konuşmaya başlamışlardı. “Mükemmel...” dedi Jale ve şu soruyu sordu: “Bahâi Mâbetleri için hangi tabirin kullanıldığını biliyor musunuz?”
Ahbaplar birbirlerine şüpheli ifadelerle baktılar ve birkaç tanesi ellerini indirdi. Odanın arka taraflarından “Meşrikû’l- Ezkâr” diye bir ses duyuldu. Jale, “Peki, Meşrikû’l-Ezkâr sözcüğünün anlamını biliyor musunuz” diye sorduğunda “Tanrı Senâsının Şafak yeri” cevabı geldi. “Doğru,” dedi Jale. “O halde, bu mâbetlerin amacı konusunda ne söyleyebiliriz? Bu mekânlarda ne olur?” diye sordu. Ahbaplardan ses seda çıkmıyordu; tâ ki birisi sessizliği bozarak şu sözleri söyleyene dek: “Çünkü bu mâbetler, ahbapların Tanrıya duâ etmek, Ona methiyeler sunmak (şarkı söylemek) ve Kutsal Yazıları okumak için şafak vaktinde gideceği bir mekândır. Onlara bu ismin verilmesi de, bu maksada uygun oluşundandır.”
“Çok güzel” diyordu Jale; fakat gözlerinde kurnazca bir bakışla şu soruyu ekledi sözlerine: ”bölgemizde bir Bahâi Mâbedi olsaydı, haftada bir kez bile olsa, şafak duâları için oraya kimler giderdi?” Bu sefer ellerin havaya kalkması biraz zaman aldı; sanki şevkten ziyade, bir tür yükümlülük duygusuyla kalkmıştı eller. Bir anlık suskunluktan sonra odanın arka taraflarından aynı ses duyuldu: “Ben İran’da genç bir kız iken, Bahâi Merkezinde sabahın erken saatlerinde duâ toplantıları düzenlerdik. Buna, Meşrikû’l-Ezkâr, Allah’ın Övgüsünün şafak yeri derdik. “Aynen öyle” diye yanıtladı Jale. “Şimdi, sizlere vereceğim iyi haber şu: “Yüce Umumi Adalet Evi, şu anda tüm dünya Bahâilerini manevi Meşrikû’l Ezkar’larını oluşturmaya davet etmektedir; ki böylelikle, çok da uzak olmayan bir gelecekte, maddi anlamda kurulması için çağrıda bulunacağı Meşrikû’l-Ezkâr’lara, ruhen de olsa şimdiden hazırlanmış olacaklar. Öyle görünüyor ki, bizden, Tanrıyı topluca anma alışkanlığı ve geleneğini oluşturmamızı istiyorlar; bu sayede, Meşrikû’l-Ezkâr’lar yükseldiğinde, bu mekânlar boş kalmayacak ve gerçek anlamda Allah’ın methedildiği şafak yerleri haline gelecekler.”
Erkeklerden birisi kalktı ve söz aldı: “Arkadaşlar, Yüce Umumi Adalet Evi bütün dünya için yanılmaz kılavuzdur. Ona itaat etmekse, Hz.Bahâ’u’llâh’a itaat etmekten farksızdır. Şayet Jale, Yüce Umumi Adalet Evi’nin bu tür toplantılar yapmamız için çağrıda bulunduğu bölümü gösterebilirse, benim, kendi şahsım adına şüphelerim kalmayacak ve yardımcı olmak için elimden ne gelirse yapacağım.”
Bunun üzerine Jale, 153 Rızvan mesajının bir nüshasını çıkararak, anlaşılır bir sesle aşağıdaki sözleri okudu:
“... toplumun, özellikle de mahalli düzeyde gelişmesi... Tanrı’ya ibadetin müşterek bir hâle gelmesini içerir. Dolayısıyla dostların, mevcut mahalli Bahâi merkezlerinde veya inananların evleri de dahil olmak üzere daha farklı mekanlarda, düzenli duâ toplantıları yapmaları, toplumun ruhani yaşamı açısından esaslı bir gereksinimdir.
(Yüce Umumi Adalet Evi, 153 Rızvan Mesajı)Jale bunu söyledikten sonra oturdu; başkan duâ toplantıları konusunu tekrar meşverete açtı. 19 Gün Ziyafetinin sonunda, duâ toplantılarını kaldırmamaya, aksine onları güçlendirip tebliğ ve duyuru vasıtası hâline getirmeye karar verdiler.
Bölüm 4Toplantının, konuklarınız üzerindeki tesirini artırması açısından, ona itinâ ile hazırlanmanız önemlidir.
Bu önemli görevi yerine getirmenizde faydalı olabilecek birkaç öneri:
MüzikArka plandaki hafif bir müzik, adanmışlık ortamı yaratmanıza yardımcı olabilir. Bazı ahbaplar, Kutsal Yazıların okunması esnasında sessiz bir müzik çalmayı tercih ederler.
Duâlardan sonra ahbaplar, ruhani konular içeren bazı şarkıları hep birlikte okuyabilirler. Bunun toplantıdan önce düşünülüp düzenlenmesinde fayda vardır. Böylelikle, daha uyumlu ve mutlu bir ortam yaratılması kolaylaşacaktır. Örneğin, grup “Allâh’û’Ebhâ” şarkısını söyleyebilir.
“Müzik sanatı, ilahi ve etkili bir sanattır. Ruhun ve canın gıdasıdır. Müziğin gücü ve büyüsüyle insan ruhu coşar.”
(Hz.Abdû’l-Bahâ, Promulgation of Universal Peace, sayfa 52)
OrtamHerkesin oturabileceği ve ilahi kokuları alabileceği ruhani bir ortam yaratmak da, toplantıların amaçlarından birisidir. Bu ortamı yaratabilmek için, mekânın temiz ve düzenlenmiş olması, herkese uygun bir oturma imkânının bulunması önemlidir.
OkumalarDuâ ve kutsal yazıları okuyacak olanların, metinleri daha önceden görmüş olması gerekir. Okuma önceliğini konuklara verebilir, çeşitli yaşlardaki dostlara hitap edecek veya farklı dillerde yazılmış yazılardan derlenecek bir okuma düzeni tasarlayabilirsiniz. Bir duâ toplantısının, örneğin, sağlık, dünya barışı v.b gibi bir konusu olabilir. Eğer belli bir konu üzerinde durulacaksa da, konuya uygun duâ ve alıntıların seçilmesi gerekir. Okunan duâ ve alıntıların bir nüshasını evlerine götürmek isteyenler olabilir. Dolayısıyla, birkaç kopyasını hazır bulundurmanızda yarar vardır.
Davetiyelerİster şahsen davet edin, ister davetiye kartları veya mektuplar dağıtın; size yardımcı olabilecek dostların desteğine başvurabilir, toplantıyı 19 Gün Ziyafetinde yahut daha farklı ve uygun bir toplantıda duyurabilirsiniz.
Ev SahibiRuhani bir ortam yaratmak üzere, beş duyunuzu kullanın; görme, duyma, koklama, dokunma ve tat alma. Her birine hitap edecek bazı ayrıntıları düşünmek sizin elinizde; bu arada, mutluluk ayrıntısını katmayı da unutmayın.
Görme:Bitkiler, çiçekler, bir fotoğraf veya mum, sanatsal unsurlar veya kutsal nesnelerden her biri, ortamı daha ruhani bir hâle getirecek olan ayrıntılardır.
Koklama:Ortamın güzel kokması için, hoş bir koku veya bir çiçek kullanın; pencereleri açın; suyun içinde karanfil, tarçın ve portakal kabuğu kaynatın...vs.
Dokunma:Ahbapları el sıkarak yada samimi bir kucaklamayla karşılayın. Oturmak için rahat yerler hazırlayın. Oda sıcaklığının orta karar olmasına özen gösterin.
Duyma:Arka planda hoş bir müzik çalın; ruhani ilhamlar verecek bir müzik yada doğal sesler içeren ezgiler çok daha etkili olacaktır.
Tatma:İster su, çay, kahve, meyve suyu ikram edin, ister tam bir ziyafet çekin; hepsi de bir iyi karşılama ve arkadaşlık ortamı yaratmanızı kolaylaştıracaklardır.
??